Bir garip edebiyat topluluğu: Garip akımı

Edebiyat     5 Şubat 2023
Bir garip edebiyat topluluğu: Garip akımı

Tüm edebi kural, kalıp ve özellikleri reddedip üstelik şiirde mecazlı söyleyişi de kullanmayarak şiire yeni bir boyut kazandırmayı hedefleyen topluluk olarak karşımıza çıkan bir akım Garip akımı. Bu topluluk, Cumhuriyet Dönemi'nde pek de sıklıkla görmediğimiz bir şeyi, halk şiirini örnek almıştır. Bu akıma mensup olan sanatçılar yani Garipçiler aynı zamanda edebiyat tarihçileri tarafından "Birinci Yeniciler" olarak da isimlendirilmişlerdir.

Garipçiler'in en temel özellikleri eskiye ait olan her şeye karşı çıkmalarıdır. Bu anlamda baktığımızda bir nevi her şeye karşı duruşu görüyoruz. Garipçiler Freud merkezli Sürrealizm (gerçek üstücülük) akımından etkilenmişlerdir. Garipçiler, ölçüye kafiyeye ve dörtlüğe karşı çıkmışlardır. Konu alarını genişletmekle kalmayıp bugüne kadar şiirde henüz kullanılmamış konuları seçmeye özen göstermişlerdir. Üslupta kullanılan duygusallığa karşı çıkmışlar, genellikle anlam ve söz oyunlarından faydalanmış, söyleyiş güzelliğine önem vermişlerdir. Garipçiler'in en temel özellikleri arasında konuşma dilini şiirde kullanmaları gelmektedir. Şiirlerinde mutluluk, sevinç, yaşama olan bağlılık ve yaşam sevgisi gibi konulara rastlanır. Sıradan insanlar şiirin konusuna eklenmiştir. Ayrıca daha önce şiirde kullanılmayan yeni sözcükler eklemişlerdir.  

Garip akımının üç öncü şairi vardır. Bunlar üç öncü isim Orhan Veli Kanık, Oktay Rıfat Horozcu ve Melih Cevdet Anday’dır. Üç şair başlarda Varlık isimli bir dergide garip akımını başlatır. Zamanla garip akımı altındaki şiirlerini toplayarak Garip adıyla çıkardıkları kitapta topladılar. Kitabın ardından Garipçiler olarak adlandırılmaya başladılar.

Garip şairleri kimlerdir?

Orhan Veli Kanık: 13 Nisan 1914 İstanbul doğumludur. Söyleşi türünü şiire taşıyan şairdir. Serbest şiirler yazmaya özen göstermiştir. 14 Kasım 1950’de İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

Orhan Veli Kanık şiirleri için tıklayınız

Orhan Veli'nin örnek bir şiiri şöyle:

Dalgacı Mahmut

İşim gücüm budur benim,

Gökyüzünü boyarım her sabah,

Hepiniz uykudayken.

Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,

Bilmezsiniz kim diker;

Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,

O da benim vazifem;

Bir baş düşünürüm başımda,

Bir mide düşünürüm midemde,

Bir ayak düşünürüm ayağımda,

Ne haltedeceğimi bilemem.

 

Oktay Rıfat Horozcu: 10 Haziran 1914 Trabzon doğumludur. Şair, oyun ve roman yazarıdır. Masal ve tekerlemeden yararlanarak eserler vermiştir. 1955 yılından itibaren İkinci Yeni’ye yönelmiştir. (İkinci Yeni Garipçiler'e tepki olarak doğmuş olan edebi akımdır.) 18 Nisan 1988’de İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

Oktay Rifat şiirleri için tıklayınız

Oktay Rifat'ın örnek bir şiiri şöyle:

Son Söz

Boğazından lıkır lıkır geçen

Şu suyun kıymetini bil

Nedir ki bu mavilik deme

Pencereden görebildiğin kadar

Göğün kıymetini bil

Kıymetini bil çiçek açmış bademin

Güneşli odanın, çamurlu sokağın

Beyazın, siyahın, yeşilin,

Pembenin kıymetini bil

Dirilik öyle bir şey yürekte

Sevinçle çırpınır

Kavak yelleri eser insanın başında

İnsanoğlu kızar öfkelenir savaşır

Halk için girişilen savaşta

O korkulu sevincin

Öfkenin kıymetini bil

Bil ki bu

Budur işte

Güneş yalnız dirileri ısıtır

Güneşin kıymetini bil.

(Oktay Rıfat)

Melih Cevdet Anday: 13 Mart 1915 İstanbul doğumludur. Şair, tiyatro oyunu, roman, deneme, makale yazarıdır. 28 Kasım 2002’de İstanbul’da hayatını kaybetmiştir.

Melih Cevdet Anday şiirleri için tıklayınız

Düzenli Dünya

Bayılırım şu düzenli dünyaya

Kışı yazı

Baharı güzü

Gecesi gündüzü sırayla.

Ağaçların kökü içerde

Bütün ağaçların kökü içerde

Dalların başı yukarda

İnsanların aklı başında

Bütün insanların aklı başında

Beş parmak yerli yerinde

Baş işaret orta yüzük serçe.

Diyelim kalksa da serçe

Orta parmağa doğru yürüse

Ne haddine!

Yahut akasyanın biri

Başını toprağa daldırdığı gibi

Bir gezintiye çıksa

Merhaba kestane, merhaba çam

Selamün aleyküm, aleyküm selam

Kimsin nesin nerelisin derken

Laf açılır mı bizim akasyanın kökünden

Bir uğultudur başlar rüzgarda

Kökü dışarda, kökü dışarda…

Yahut ne olur koca bir dağ

Baş aşağı gelsin…

Aman Allah göstermesin.

Bayılırım şu düzenli dünyaya

Altta ölüler

Üstte diriler

Gel keyfim gel!

(Melih Cevdet Anday)

  Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış.
Yorum Yap
*Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktr.