Sana kavuşmak isterim
Sesim yok, sesimi kaybettim
Yok oluş türküleri çığırıyorum
Taşlı deresinde soğuk memleketimin
Koyunları güden çobanın güvenilir asası
Dayandığı huzur içimin
Yemyeşil yassı çimenlerdeyim
Buzlu ve soğuk köprünün altı
Kendimi bulduğum yerde tükendim
Başladığımda yoktum, yokluğumda bulundum
Bulunduğum yerde dondum, titredim, eridim
Ama sesim yok, sesimi kaybettim
Sizi vicdanın gri tülbentine sardım
İçi boş ideolojilerin
İçi boş suskunlukları
Kesrette şiir yazamıyorum
İmgesizim, simgesizim
Akıllardan çok ötedeyim
Ben deliyim bil istedim
Bunaldım yapamazsınlıklardan, sen olmayasıncılardan
Bunaldım ölümü düşleyen Karunlardan
Bunaldım durgun seyyahlardan, teli kopuk rebaplardan
Dilime gelen, suskunluğuma takılan tüm güzelliklerden
Bunaldım büyüklerden, eteklerden, sebeplerden
Bana çocukluğun saf kalbi
Kocakarının imanı lazım
Halbuki
Güzel yazılabilirdi bu şiir
Şu karanlıklar, lafızlar, toplumsal akıllar olmasaydı
Bir dil bulabilseydim bir tek benim bildiğim
Bir dil bulabilseydim uçurtmalarını buluta takanların bildiği
Ben de rüzgarı arkama alır, bir ses olur giderdim
Hissedebilseydim daha az ve derinliksiz
Daha çok, çok daha güzel yazabilirdim
Çirkinleştirdi zaman bizleri hırçınlaştıkça
Ömrüm geçti çam ballarından içtikçe
Ömrüm geçti; Güzeldim, hamdım, yarımdım
Ömrüm geçti; Açtım, çetelendim, uçamadım
Yarısı yaşayamamakla
Diğer yarısı yazamamakla
Geçti ömrüm, geçtim, geçildi benden
Benden geçildikçe geçtim kendimden
Hangi kaldırımın taşıyım, yüksünlük gecesindenim
Çiçeği dalgalı ağaçların Tanrı'ya yalvardığı yerdeyim
Bin ışık yılı ötesindeki yıldızın lemasıyım
Bilmiyorum ki sana ben yakın mıyım uzak mıyım
Hay, ilk ve aşk mevt, son ve sevda
Ömrüm geçti dört mevsimde bir defa
Geldiğimde bahardı, gittiğimde sonbahar
Uğurla beni yağmur, uğurla beni rüzgar
Yorumlar
Hiç yorum yapılmamış.Yorum Yap