Ne kadar korkunç, değil mi?
Solan çiçeğe benzerliğimiz...
Ne kadar korkunç, değil mi?
Bir gün toprak olmamız...
Yeni müjdeler olmalı maceramızda,
Olmasa bile, hayal etmeliyiz daha öteleri.
Hiç sevinmedik aslında,
Yine de bağlandık…
Ve kopmak zor geldi.
Zıtlıkların olduğu bir yerde
Mutluluk olur mu hiç?
Hasret kaldık her şeye,
Güvendiklerimiz arkamızdan vurdu bizi.
Sabit kalmadı çaktığımız kazıklar,
Uymadı saniyelerimiz birbirine.
Her an fırtına kopacaksa
Çadıra güvenilmez.
Er geç eskiyecek, çürüyecek, yıkılacak her şey...
Biz bile.
Yeni bir hayata başlamalıyız.
Doğru...
Dünyada o da olmayacak.
Saniyeler gelmez ki geriye,
Hayal ettiklerimiz ne varsa,
Başkasının kısmeti olacaksa neye yarar?
Bağlanmamalıyız
Bahtsız, güvenilmez yerlere.
Güler gibi yapar ama güldürmez.
Hiçbir şey sana ait değil
Kısacık ömürde önünden geçen film şeridi...
Gösterir, doyurmaz, doya doya içirmez.
"Ben yalancıyım!" diye haykırır durmadan.
Çocukluk nerede?
Gençlik nerede?
Kime bağlanıyorsun?
Sevdiklerini alıyorum birer birer...
Daha ne beklentin var benden?
Kendini hazırlamalısın zaman yolculuğuna.
Olur mu, olmaz mı, bilmesek bile
Hayal etmeliyiz ebedi yurdu,
Sonsuz mutluluk diyarını.
Orada artık her şey onlarındır.
Her şey…
Bizim olacak.
mesakin-19/05/2025
Yorumlar
Hiç yorum yapılmamış.Yorum Yap