Kral emir verdi, veliahdını seçecekti,
Tohumlar dağıttı, “Ekin,” dedi herkese.
Herkes ekerken çiçeği, güzelce sularken,
Geçti zaman, üstünden geldi çattı vakit.
Bir davul, bir zurna… Eğlenceler ayakta,
Krallar, beyler, vezirler dizilmiş diz boyu.
Herkesin ellerinde süslü püslü çiçekler,
Şatafatlı elbiselerle saraya varıyordu.
Kral kaşları çatık, tahtında vezirlerle,
Olacakları sezmiş, hiddetle gözlüyordu.
Herkes getirirken meydana çiçekleri,
Mir Mehemed’in elinde ise kuru tohumları…
Mahcup ve üzgün, öperken etekleri,
Herkes şaşkın, kral vakurca bakıyordu,
Rengârenk çiçeklere, bir de Mir Mehemed’e
Gülümseyen şefkatle, çok derin süzüyordu.
Mir Mehemed utançla eğmiş iken başını,
Kral elini çırpmış: “Durun!” diye seslenmiş.
Nice krallar, beyler donarak hazır durmuş,
Renkli çiçeklerle gelen farkına varamamışlar.
“Oysa verdiğim tohum verimsiz, meyvesizdi,”
Dedi kral,
Heybetiyle haykırdı, gür sesi yankılandı:
“Sahte çiçeklerle gelenleri tez toplayın zindana,
Mir Mehemed’i, o dürüst fidanı, getirin alana!
Altın tahtı süsleyin, takın başına saltanat tacını,
Şark ile garbın hükümdarlığı düşmüş bahtına
Doğruluğun neticesi yükselmektir engel yok ona
Hileyle, desiseyle olmaz hakiki kazanç,
Gerçek olan kazanır, dürüstlükle kurulur han
22/04/2025
mesakin
Yorumlar
Hiç yorum yapılmamış.Yorum Yap