Tebriz'de büyük bir şaire rastlamak: Şehriyar

Şiirler ve Şairler     19 Temmuz 2022
Tebriz'de büyük bir şaire rastlamak: Şehriyar
Yusuf Çifci yazdı

Tebriz’in ara sokaklarında dolaşırken üniversitede öğrendiğim yarım yamak Farsça ile karşımda duran tabelada bir isim okuyorum: Şeh-ri-yar. O an sanki yıllardır görmediğim bir dosta rastlıyorum. İçimi bir heyecan kaplıyor. Koşup sarılmak istiyorum hemen. Demek burada yaşamış büyük Azeri şair Şehriyar!

Bahçeye girişte sol tarafta elinde kitaplarıyla Şehriyar’ın heykeli karşılıyor bizi. Zaten minik olan bahçeye İran kültüründe sıklıkla rastladığımız minik bir de havuz yapılmış. Sağ taraftaki balkona ise yine Şehriyar’ın bir büstü asılmış. Büstte Farsça “Üstad Şehriyar” yazıyor. Ön taraftan tek kat görünen bina aslında toplamda iki mütevazı kattan oluşuyor. Büyük bir heyecanla kendimi içeri atıyorum.

Tebriz’de Şehriyar’ın müze evindeki görevli memura ücreti soruyorum. Görevli memur Türkçe bilmiyor. Tebriz’in tamamında Türkçe konuşulduğunu bildiğim için ve de Şehriyar gibi Türk bir şairin müze evinde neden görevlinin Türkçe konuşmadığını önce tuhaf buluyorum, sonra ise umursamıyorum bile. Aklıma Şehriyar’ın “Türkün dili tək, sevgili istəkli dil olmaz / Özgə dile qatsan, bu əsil dil əsil olmaz.” Ben bunları düşünürken görevli eliyle “4” işareti yapıyor ve anlıyorum ki giriş ücreti 40 tümen. Parayı uzattığımda görevli kafasını sallıyor ve yine “4” işareti yapıyo. Şaşırıyorum, giriş ücreti sadece 4 tümen mi?

Müzenin içine girilince buğulu bir sesle bir şiir sesi duyuyorum. Şiire odaklanınca “Heyder Baba, kendin toyun tutanda / Kız gelinler hena, pilte satanda / Bey geline damdan alma atanda / Menim de o kızlarında gözüm var / Aşıkların sazlarında sözüm var.” Dizlerini duyuyorum ve hemen anlıyorum seslendiren bizzat Şehriyar’ın kendisi. Ne tuhaf! “Heydar Baba'ya Selam” şiirini pek bir sevsem de o ana kadar aslında Şehriyar’ın sesini ilk defa duyduğumu fark ediyorum.

Mütevazı evi gezmeye başlıyorum. Salonda bir televizyon, turuncu bir telefon,  üçlü bir koltuk ve yerde de minder dikkatimi çeken ilk eşyalar oluyor. Duvardaki tablolar, yerdeki İran halıları…  Zaman sanki 80’lerde durmuş gibi. Şehriyar’ın günlük yaşamına ait pek çok eşya selamlıyor müzeye gelenleri.

Duvarlara Şehriyar’ın çeşitli dönemlerde yazdığı şiirleri asılmış. Türk’ün Dili, Getme Tersa Balası, Naz Eylemisen, Sahandim bunlardan birkaçı. Yine etrafı gezinirken Şehriyar’ın doğum ve ölüm bilgilerinin yer aldığı bir künyeye denk geliyorum. Gözlerim doluyor.

Doğum: 1906

Ölüm: 1988

Ölüm yeri: Mehr Hospital, Tahran – Oda 513

Müzenin alt katındaki hediyelik eşya satılan bölümü de gezip eski dostumu selamlayarak uzaklaşıyorum müzeden.

Bugün Şehriyar İran için çok önemli bir şair. Zaten Şehriyar’ın ölüm günü her yıl İran’da Milli Şiir Günü olarak kutlanıyor ve bu büyük Azeri şairi anılıyor. Şair, köyünün eteklerine kurulu olduğu Heydar Baba Dağı’na yazmış olduğu şiirlerle hem Türkiye’de hem de diğer Türk devletlerinde oldukça yakından tanındı ve sevildi. Şiir aynı zamanda 76 dile çevrildi.

  Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış.
Yorum Yap
*Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktr.