Bir intiharın şairi: Ümit Yaşar Oğuzcan

Hikayeler     25 Nisan 2023
Bir intiharın şairi: Ümit Yaşar Oğuzcan

Dilara Dikmeci yazdı

Biraz melankoli, biraz keder, biraz ayrılık, biraz özlem, biraz ölüp bitmelerin sevdalısı Ümit Yaşar… Biraz ‘Affet Beni’, biraz ‘İstanbul’. Acının boyutu yine Ümit Yaşar’ın kaleminden.

Kederini kelimeleriyle adeta bize yaşatan Ümit Yaşar’ın şiir konusunda ilk ilham kaynağı ailesiydi. Evde sık sık ezberden okunan şiirler ona yol gösterdi. Faruk Nafiz Çamlıbel’in şiirleri de bu şiirlerin başında geldi. Ona özenerek şiir yazmaya başlayan şair, şiir yazmaya başladığında 9, yaşından büyük şiirleri yayınlandığında 14 (Yedigün dergisi), kederi şiirlerinden taştığında 47 yaşındaydı.

Başlarda ‘Aşk Başlamadan Güzel’ ve ‘İstanbul’ şiirlerindeki sevgi, hayranlık, aşk temaları daha ağır işleniyordu. Zamanla Ümit Yaşar’ın yaşama hevesi ile birlikte bu da değişti ve bu temalar kendini tamamen kedere, melankoliye bıraktı. Sonucunda şiirlerin her biri kendi içinde birer intihar notu oldu.

Ümit Yaşar Oğuzcan şiirleri için tıklayın

Şair, 58 yıllık yaşamı boyunca tam 24 kez intihar girişiminde bulundu. Kendisi bu girişimin sadece 3 kez yaşandığını iddia etse de küçük yaşından itibaren kötü bir ruh hali içinde bulunuyor olması, bu iddiayı çürütür yöndeydi. Ruh hali şiirlerini; şiirleri, ruh halini etkiledi. Üstelik şiirlerinden etkilenen tek kişi ne yazık ki sadece kendisi değildi. 22 yaşında evlendiği eşi Ulufer ve bu evlilikten dünyaya gelen oğulları Vedat ve Lütfi bu kişilerin başında gelmekteydi. Ümit Yaşar ise henüz yaşananların bu yönünü kavrayacak kadar düşünceli değildi. Bu hatasını da oğlu Vedat tarafından verilecek ağır bir cezayı çektikten sonra anlayacaktı.

Henüz 17 yaşındayken Galata Kulesi'nden atlayarak yaşamına son verdi Vedat. Kendi hayatının katili oldu. Galata Kulesi'ni suçlu buldu Ümit Yaşar. Ardından da oğlu adına bir şiir yazdı Galata’ya: Galata Kulesi şiiri. Ne yazık ki çözülemedi cinayet kimse tarafından. Vedat’ın cebinden çıkan ‘Baba, intihar öyle edilmez böyle edilir.’ notu kimseye yol göstermedi. Katil, ceza kesme isteğiyle yanıp tutuşan Vedat mı, kendi derdinden kör olup, kendi oğlunu göremeyen Ümit mi, yoksa kendini intikam duygusuyla harlanan bir oyunun içinde bulan Galata Kulesi mi? Hiçbir zaman öğrenilemedi.

Bir gün anlarsın, demişti Ümit Yaşar şiirinde (Bir Gün Anlarsın şiiri). Şiirde pek başarılı değildi Vedat. Ama bu şiiri yeniden yazdı babası için. Çok da başarılı oldu. O aşk şiirini keskin bir bıçağa dönüştürüp sapladı babasının sırtına. Onun kendisine sapladığı ve 17 senelik hayatı boyunca onlarla yaşamak zorunda kalacağı hançerlere inat.  Acılarına bir de evlat acısı eklendi Ümit’in. Gerçek acıyı da o gün anladı. Pişmanlığını, kederini yine nasıl anlatsın bilemedi, eski bir dost gibi kucakladı şiir onu.

Affet beni (Affet Beni şiiri) dedi tüm hançerlediklerine.

Yaralarının iyileşmesini istedi utanç içinde.

 Şiirlerinin birer bıçağa dönüşmemesini diledi gözyaşlarıyla.

Kendi yaralarını kanatacağını bile bile yazdı şiiri.

Zaten Vedat da pek onu affedecek gibi değildi.

O da kendini affedemedi. Yine de tek dileği ölüm oldu. 4 Kasım 1984’te yaşamını yitirdiğinde, akıllarda kalan tek soru, onun gerçek mutluluğu bulup bulmadığıydı.

  Yorumlar

Seda üzüm 6 Mayıs 2023

Kalemine sağlık Dilaracım… Çok samimi içten ve güzel duygularla, Ümit Yaşar Oğuzcan’ın duygu yüklü eserlerinin sebebini ortaya koymuşsun. Teşekkür ederim, edebiyat aşkı yüreğinde hep yaşasın.

Yorum Yap
*Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktr.