Amasya’m

Sensin şehr-i şehzadem şanlanan yer aşkıyla
Anlatmak mümkün müdür dilimizde şarkıyla
içimize yer ettin yeşilinin farkıyla
Kayaların göğsünde nice sırları gizler
Sandığında saklarsın anılardan çeyizler
Ak duvağı başına takayım mı Amasyam?
Uzaklardan ah edip bakayım mı Amasyam?

Ferhat yağız bir civan Şirin’ine sevdalı
Yoksulluktan tuttuğu kopartıyor her dalı
Şirin billurdan berrak su misali sedalı
Amasya susuz kalmış buydu Bey’in niyeti
Demir dağı delmekti kavuşmanın diyeti.
Dedi ki; Şehir yandı tez zamanda bir su bul!
Düşünmeden sonunu Ferhat’ım etti kabul.

Dokunmak için yârin saçlarının teline
Aldırmadan ırmağın coşkun akan seline
Firkatin umudunu yükleyerek beline
Koynunda saklayarak Şirin’in yazmasını
Allah! Diyerek vurdu dağlara kazmasını.
Görev çetindi ırmak akar mıydı bilinmez
Yoksa sevda Ferhat’ı yakar mıydı bilinmez.

Rüzgârın sevdaların izlerini taşıyor
Yalınayak yıllarla sınırları aşıyor
Nasıl bir tutkuydu ki dinleyenler şaşıyor
Sır asılı duvarda yalı boyu evlerin
Ziyaretgâhı oldu gelip geçen devlerin.
Unutmak mümkün müdür efsaneni Amasyam
Yüreğime nakşettim her seneni Amasyam.

Bir tebessüm açıyor düşününce gamzeler
Hasretinin hançeri gelip bağrımı deler
Düşte uyurken kirpik iyi kötü an eler
Uyanıp esnerken gök unutur beni rüzgâr
İsteğim toz tanesi gelsin şehrimden ne var
Bilmez mi Amasya’nın havasına tutkundum
Başı bozuk nefesle suskunluğu yutkundum.

Yastıkaltı öyküler sevdaları işliyor
Çile çeken çizikler geleceği şişliyor
Alnında gam lekesi, zaman her an işliyor
Bu manzum bir öyküdür ulu orta salınan
Şimdiki sevdalarla en sonunda kalınan.
Şairlerin koşuyor ırmak boyu heceyle
Karanlığı yırtıyor yarışarak geceyle.

Bir nefes çekmeliyim tanıdık gazellerle
Ya dua etmeliyim kınalanan ellerle
Nasibimi keserek bir anda yadellerle
Gök gözlü bu kadının yükselirken ağıdı
Kömür yasa boyadı kardan beyaz kağıdı
Kalemin karasıyla bak haykırdım Amasya’m
Kından çekip kılıcı artık kırdım Amasya’m.

  Yorumlar

Hiç yorum yapılmamış.
Yorum Yap
*Yorumunuz onaylandıktan sonra yayınlanacaktır.